Gözlerinizin rengi duygularınıza bağlı olarak değişebilir: bu ne anlama geliyor?
Genetik aslında modern dünyanın en heyecan verici bilim dallarından biridir. Genetik çalışma, canlıların dünyasını daha derinden anlamamızı, görünüşlerini analiz etmelerini ve aile geçmişlerini yakından takip etmemizi sağlar.
Aynı şekilde, genetik, bir canlı (hatta doğmamış) yaratığın becerilerini ve herhangi bir hastalığını olduğu gibi görünüşünü de tahmin etmemize izin verir. Gerçek şu ki, geleceği genetik yardımı ile inceleyebiliriz.
Günümüzde, bu bilimin en heyecan verici teknolojilerinden biri henüz doğmamış bir çocuğun genetik katılımı ile ilişkilidir. Burada, duyguların yardımıyla göz rengini değiştirmeye odaklanıyoruz.
Yıllar geçtikçe, insanlar göz karakterleriyle belirli özellikleri ilişkilendirdiler. Örneğin, zümrüt yeşili gözler bir zamanlar kötülüğün işareti olarak kabul edildi. Örneğin, yeşil gözleriniz varsa ve ağladığınızda daha koyu, daha derin yeşil görünürler.
Bu tür basmakalıp düşünceler eskiden beri var. Göz renginiz kişiliğinizi gerçekten tanımlıyor.
Bu fenomen vücudunuz üzerinde fenotipik bir etkiye sahiptir, ancak gözlerinizin renginin renk gamından değişebileceği zamanlar da olabilir ve ister inanın ister inanmayın bu kayma bir şekilde duygularla ilişkilidir.
Gözlerinizin rengi, göz bebeğinizin dışında, irisinizle sınırlıdır. Birisinin gözlerine daha yakından bakarsanız, gözlerinin renginin tek tip olmadığını fark edeceksiniz.
Bu iris boyunca farklı gradyanlar gibidirler. Uzaktan, aynı renk gibi görünüyorlar.
Duygular gözlerinizin rengini tamamen değiştiren bir şey değildir. Gözleriniz maviyse, duygularınız onları kahverengiye çevirmez. Göz rengi genetiği bir çift gen ile sınırlı değildir, ancak üç çift gen ile ilişkilidir.
Hakimiyet ve çekicilik böyle bir senaryoda ortaya çıkmaktadır. Esas olarak sempatik sinir sistemimizle ilgili olan duygular, herhangi bir olay veya düşünce tarafından teşvik edilen bilinçli duygularımızdır.
Gözlerimiz ayrıca farklı koşullar altında genişleme veya daralma eğilimindedir. Bir öfke olayını tecrübe ettiğimiz veya biriyle ‘savaşmaya’ hazırlık yaptığımız zaman, gözlerimiz genişleme eğilimindedir. Benzer şekilde, stresli bir durumdayken gözlerimiz de genişler.
Sakin, korku, ayrıca sürpriz ve üzüntü gibi, gözlerimizi sıkıştıran veya genişleten başka çeşitli duygular da vardır.