Her Birimizin Kabul Etmesi Gereken 5 Ruhsal Gerçek

Uzun süredir insanlar bir şeyler için bir açıklama bulmaya çalıştılar.

Zamanımızda, bilim insaları yogilerin ve diğer manevi öğretmenlerin bize verdiği bilgiyi geçmek istiyorlardı. Aslında, tarihimizi kaydetmeye başlamadan önce, bize yaşamın basit ve karmaşık gerçeklerini açıklayan insanlardı.

Birçoğu bilimin hala daha önemli bir bilginin gerisinde olduğuna inanıyor.

Hem inananların hem de inanmayanların, bilginlerin, manevi uygulayıcıların ve aynı zamanda sıradan insanların dikkatini ve tartışmasını hak eden bazı manevi gerçekler vardır.

Bu temalardan biri ruhun varlığının temasıdır. Anlaşılması ve kabul edilmesi gereken en yaygın beş ruhani gerçek hakkında konuşalım:

1. Biz Bu Dünyasal Yolculukta Olan Manevi Varlıklarız.

“Biz ruhsal deneyime sahip insanlar değiliz. Biz insan deneyimine sahip ruhsal varlıklarız” – Pierre Teilhard de Chardin.

Fiziksel bir bedende yaşayabiliriz, ama gerçekte olduğumuz şey bu değil. Biz bilincin enerjisiyiz. Enerjik bilincimiz fiziksel formda kendini gösterdi. Okulda fizik eğitimi alan herkes yaşamın göründüğü gibi olmadığını çok iyi biliyor.

Aklımızı ve bilincimizi anlamak için henüz mevcut olmayan pek çok şey var.

Tüm bunları açıklamaya çalışıyoruz, ancak henüz bu konular hakkında tam bir bilimsel anlayışa sahip değiliz. Bu şeyler, sezgi, deja vu ve diğerleridir açıklanamaz ve anlaşılmazdır.

Ancak bu, tüm bu şeylerin gerçek olmadığı ya da olmadığı anlamına gelmez. Herhangi bir beceri veya fiziksel yeteneğinizde olduğu gibi, kendiniz için biraz araştırma yapmanız ve öğrendiklerinizi uygulamanız yeterlidir.

Sadece pratikte bile böyle karmaşık şeyleri anlayabiliyorsunuz.

2. Ruhlarımız Asla Ölmez – Sadece Odağımızı Değiştiririz.

“Enerji yaratılamaz veya yok edilemez, sadece bir formdan diğerine değiştirilebilir”, – Albert Einstein (Kuantum Teorisi).

Bilim insanları yavaş yavaş gerçekte ölemeyeceğimizi anlıyorlar. Enerji yaratılamaz, ayrıca yok edilemez. Sadece bir formdan diğerine değişebilir ve hareket edebilir.

Ölüm anlık bir süreç değildir. Aslında tıpta bile, bir kişinin ne zaman öldüğünü belirlemek zorlaşır. İnsanlar düzenli olarak “ölümden geri gelir”.

İnsanlar yeni bilgilerle hayata döndüğünde bile olur. Örneğin, birçok kişi yeni dillerde konuşmaya başlar, hatıralar ölmeden önce hiç sahip olmadıkları şekilde görülür.

3. Bu Hayatta Her Şey Belli Bir Frekansta Titreşen Enerjidir.

“Evrenin sırlarını açmak istiyorsanız, enerji, frekans ve titreşim açısından düşünün” – Nikola Tesla.

Evrenin kütlesinin% 95’i Karanlık Madde’dir, şu anda duyularımıza ve iç araçlarımıza görünmez. Bütün bunlar duygularımızla algılayabildiğimiz titreşimli frekanslardır.

Bu frekansları anlaşılır bir şekilde çevirebildiğinizi anlamak önemlidir. İlk adım, tüm bu kütlenin merkezcil bir kuvvet yaratan bir hızda etraflarında dönen elektronlarla çekirdeklerin titreşiminden başka bir şey olmadığını bilmek ve kabul etmektir.

Katı madde diye bir şey yoktur. Sadece bazı şeylerin diğerlerinden daha güçlü bir merkezcil kuvveti vardır.

4. Düşüncelerimiz Gerçekliğimizi Yaratır.

“Bir insan sadece düşüncelerinin bir ürünüdür – ne düşündüğü, olur” (Mahatma Gandhi).

Bu ifade temel olarak Çekim Yasası ile ilgilidir. Düşüncenin gücü, realitenizi yaratmanın anahtarıdır. Fiziksel dünyada algıladığınız her şey, düşüncelerinizin ve inançlarınızın görünmez iç dünyasında ki kökenine sahiptir.

Kulağa ezilmiş ve dövülmüş gibi geliyor, ancak kaderinizin efendisi olmak için baskın, alışılmış düşüncelerinizin doğasını kontrol etmeyi öğrenmelisiniz – örneğin, problemlerinizi ve olumsuz düşüncelerinizi kontrol etmelisiniz.

Kaygı, huzursuzluk ve olumsuzluk sadece zamanımızı ve enerjimizi tüketir.

Tüm bu düşünceler, yaşamınıza istemediklerinizi çeker. Düşüncelerinizi kontrol ederek, hayatınıza ancak gerçekten ihtiyacınız olan her şeyi getirebilirsiniz. Bu, eylemdeki yaptığınız her şey büyük ÇekimYasasıdır.

5. Zaman Bir Yanılsamadır

“Zaman bir yanılsamadır” – Albert Einstein.

Einstein’ın bölünmüş, sağlam bir gerçekliğe olan inancı o kadar güçlüydü ki, şu anda çoğumuzun yaşadığı gerçeklik bölümünü tamamen reddetti.

Geçmiş ile gelecek arasında gerçek bir ayrılık olmadığına, sadece bir tek varlığın olduğuna inanıyordu.

Einstein’ın eski arkadaşı Besso öldüğünde, büyük bilim adamı, ölen arkadaşını ailesine bir mektup yazdı; Besso’nun kendisinden daha önce öldüğü gerçeğine rağmen, bunun önemli olmadığını söyledi: “… biz fizikçiler, Geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki ayrılık, oldukça ikna edici olsa da, sadece bir yanılsamadır. ”