Çoğu zaman, en acımasız eleştirmenimiz bize aynadan bakıyor. Yaptığımız herhangi bir hata, kendimizin ya da bir başkasının beklentileriyle uyumsuzluk içinde olduğunda her zaman kendimizi suçlamaya hazırız.
Araştırmalar, kendinizi kabul etmenin mutlu bir yaşamın anahtarı olduğunu gösteriyor, ancak çoğu insan bu konuda kontrol sahibi değil. Kendimi kabul etme yoluna nereden başlasam diye düşünüyor.
İşte size kendinizi sevmeyi öğretecek 8 alışkanlık:
1. 8 saat Uyumaya Çalışın.
Uyku, bir insanın temel ihtiyaçlarından biridir, fakat çoğumuz yeterli düzeyde uykumuzu alamıyoruz. Uyku eksikliği kalp hastalığı, diyabet, felç, obezite ve depresyon gibi rahatsızlıklara yol açar.
Yaşla birlikte, uykuya ihtiyaç duyulur: 18 ila 64 yaş arasındaki yetişkinlerin 7-9 saat uykuya ihtiyacı vardır ve 65 yaş üstündeki kişilerin 7–8 saat arasında uykuya ihtiyacı vardır.
2. Olumsuz Düşüncelerinizin Farkında Olun Ve Onları Olumlu Düşüncelerle Değiştirin.
Kafanızda her hareketiniz hakkında yorum yapan bir eleştirmen yaşıyor: nasıl göründüğünüzü, neyi yanlış söyledinizi ve neyi yanlış yaptığınızı…
Genellikle kendimize ebeveynlerimizin bize verdiği olumsuz tutumları tekrar ederiz. Ancak bu tür düşünceleri tanımayı ve bunları olumlu düşüncelerle değiştirmeyi öğrenmek oldukça gerçekçidir.
İlk adım, bir düşüncenin varlığını kabul etmektir (“Tamam, böyle bir düşüncem var”). İkincisi, olumsuzluğunu fark etmektir (“Bu korkunç bir düşünce. Kendimi azarlamak istemiyorum”). Üçüncüsü, bu düşünceyi olumlu olanla değiştirmek.
3. Sabahları Bir Günlük Tutun.
Düşüncelerinizi kağıt üzerinde görmek onları gerçekleştirmenin harika bir yoludur. Aynı zamanda kendinize bakmak içinde iyi bir yoldur, çünkü çoğu zaman dışarıya enerjinizi verirsiniz.
Okul yıllarınızda bir günlük tutmadıysanız, basit bir şeyle başlayın. Her gün, şükrettiğiniz şeyleri yazın.
Araştırmalar, şükretmenin bireyin refahını ve hatta fiziksel sağlığını iyileştirdiğini gösteriyor!
4. Bedeninizi Ve Zihninizi Besleyen Yiyecekler Yiyin.
Kim zor bir gün geçirdiğinde abur cubur yememiştir ki? Herkes “sıkışmanın” stres, öfke ve yalnızlık ile baş etmeye yardımcı olduğunu bilir. Bununla birlikte, son yıllarda uzmanlar, duygusal durumumuzu düzeltmek için gıdaya dönmediğimiz ve gıdanın bu durumu katalize ettiği fikrine yönelmeye başladılar.
Serotonin, uyku, iştah, ruh hali ve ağrıya karşı korumayı kontrol eden bir nörotransmiterdir. Tüm serotoninin neredeyse % 95’i gastrointestinal kanalda üretilir. Bu yüzden sindirim sistemi sadece yiyecekleri sindirmez, aynı zamanda duygularınızı yönlendirir!
Bu nedenle, vücut ve beyin için yeterli beslenmeyi sağlayan dengeli bir diyeti izlemeye çalışın. Basitçe söylemek gerekirse: Daha çok meyve ve sebze, özellikle yeşil yapraklı sebzeler ve meyveler tüketmeye çalışın, çünkü bunlar beyniniz için faydalıdır. Ayrıca balık ve deniz ürünleri de bilişsel yeteneklerinizi geliştirmek için faydalıdır.
5. Dünyanızı Küçültün
Özellikle sosyal ağlarda, diğerlerinden onay almak için çok zaman harcıyoruz. Her gün Instagram’da ortalama 95 milyon fotoğraf ve video ve 4.2 milyar beğeni yayınlanıyor.
Yazımızın veya fotoğrafımızın altındaki her biri bize, ödül sisteminde rol oynayan bir madde olan dopamin ücretini veriyor. Ancak bu memnuniyet duygusu kısa sürmektedir.
Bu nedenle düşüncelerinizle daha fazla zaman geçirmek için sosyal ağlara ara vermeye ve dinlenmeye değer.
Telefondan sosyal medya uygulamalarını geçici olarak kaldırın veya harici gürültüden kaçmak ve iyileşmek için telefonu tatilde yalnızca kamera olarak kullanın.
6. Sizin İçin Bir Ödül Olacak Fiziksel Egzersizleri Bulun.
Neden insanlar bu kadar sıklıkla bir spor salonuna kaydolma ve egzersiz yapmama fikrinden vazgeçiyorlar? Çünkü istemiyorlar.
Herkes beden eğitiminin fiziksel ve zihinsel avantajlarını bilir, ancak zorla hoş olmayan bir şey yaptığınızda fayda sağlamak çok zordur. Sizin hoşunuza gidecek ve eğlenebileceğiniz egzersizler bulun.
7. Zamanı Unutun.
Toplumda, ebeveynlerin, arkadaşların ve kendimizin beklentilerinin oluşturduğu yaşamın her anında olması gereken aşama hakkında bir fikir var. Aile toplantılarında bunun nasıl olduğunu kendiniz biliyorsunuz: “evlenme zamanı”, “çocuk sahibi olmanın zamanı”, “yaşınızda daha fazla kazanma zamanı”.
Sonuç olarak sürekli stres altındayız, bazı soyut kilometre taşlarını kontrol ediyoruz ve kendimizi tekrarlıyoruz: “Evlenmeliyim”, “Başka bir iş bulmalıyım”, vb.
Bu tür ifadeleri terk etmeye çalışın ve kendinize şu soruyu sorun: “Bu fikir farklı şekilde nasıl ifade edilebilir?”
8.Günde En Az 5 Dakikanızı Meditasyon Yapmak İçin Ayırın
Bütün gün işten işe atlıyorsanız, etrafta olanları kaçırmak çok kolaydır.
Meditasyon şu anki odaklanmaya yardımcı olur. Meditasyon stresli duruma bakmanıza, kişisel farkındalığı artırmanıza, olumsuz duyguları azaltmanıza ve yaratıcılığınızı artırmanıza olanak tanır.