Zihnimiz ve bedenimiz açıkça birbirine bağlıdır. Her bir bireyin varlığı, üç boyutlu varlığımızın iki temel unsurunun normal ve işlevsel işleyişiyle belirlenir. Bahsettiğimiz işlevi açıklamak veya tarif etmek neredeyse imkansızdır.
Bu “işlev” aslında fiziksel ve ruhsal parçalarımızın senkronize bir şekilde çalışmasını ve varlığımızı mümkün kılan milyarlarca farklı çalışma modelinin bir karışımıdır. Ancak fiziksel ve ruhsal dengeye daha fazla özen göstermemiz gerekiyor ve bu olumlu bir etki yaratacaktır.
Bilim, olumlu bir zihinsel tutumun, sağlığı iyileştirmede ve bağışıklık sistemini iyileştirmede önemli bir rol oynadığını doğrulamaktadır. Güçlü bir bağışıklık sistemi genellikle kendini fiziksel olarak gösteren ruhsal, fiziksel ve duygusal bir durumun sonucudur.
Kalbinizin inanılmaz derecede hızlı attığı zamanları ya da midenizdeki bu tuhaf hisleri düşünün. Bunlar düşüncelerinizin ve duygularınızın fiziksel bedene iletilmesinin bir sonucudur.
Zihnimizin ve vücudumuzun birbirine bağlı olduğuna dair birçok değerli kanıt vardır. En eski uygarlıkların bu bağlantıya son derece (zihin ve beden) odaklandığı geleneksel Doğu ruhani öğretilerinde çok açıktır.
Örneğin, çakra el kitabının yanı sıra yoga ve diğer çeşitli meditasyon biçimleri, ruhumuzun vücudumuz üzerinde doğrudan bir etkisi olduğunun açık kanıtıdır.
Sonuçta, sadece kendi düşüncelerinizle neler yapabileceğinizi bir hayal edin. Biz insanların, mümkün olan en iyi versiyonumuzda büyümemizi ve geliştirmemizi sağlayacak sırları öğrenmemiz gerekiyor. Bununla birlikte, birçok fiziksel sağlık problemini önlemek için manevi yönümüzü daha fazla keşfetmemiz ve kendimizi ruhumuza daldırmamız gerekiyor!