Filozoflar binlerce yıldır insan bilincinin doğası üzerine düşünmüşlerdir.
Düşüncelerimizi fiziksel benliğimizden ayrı olarak düşünme eğiliminde değiliz, ancak bugüne kadar kendi bilincimizin içsel çalışmaları veya dünyayla metafiziksel düzeyde nasıl etkileşimde bulunduğumuz hakkında hala çok az şey biliyoruz.
Anılar ve düşünceler sadece beyindeki elektriksel dürtüler midir yoksa bundan daha fazlası mıyız? Ruhsal ve fiziksel olanın bir birleşimi olabilir miyiz? İnsan vücudu sadece bir dünya ile diğeri arasında bir arayüz mü?
Matematik ve astronomi profesörü Bernard Carr, düşüncelerimizin bilinçli bir algıya veya farkındalığa sahip olmadığımız başka bir boyutta var olabileceğine inanıyor.
“Evrende herhangi bir deneyime sahip olduğumuz tek fiziksel olmayan varlıklar zihinsel olanlardır ve paranormal olayların varlığı, zihinsel varlıkların bir tür alanda var olması gerektiğini göstermektedir” diye yazdı.
Diğer hipotezler, düşüncelerimizin zamanın kendisini aşabileceği kavramını, düşüncenin parçacıklar arasındaki fiziksel boşlukta var olabileceği fikrini ve hatta Dünyadaki herkesin zihinlerinin nihayetinde bir araya gelerek kolektif bilinçlerimizin var olabileceği tek bir zarflama ağı oluşturma olasılığını içerir.