Herkesin tekrar eden rüyaları olmasa da, birçok insan bunu yapar ve bu rüyaya bağlı olarak iyi veya kötü bir şey olabilir. Siz uyurken zihninizde güzel bir yolculuk iyi bir fikir gibi gelebilir, ancak kötü bir rüya ise, yeterince erken bitemez.
Tekrarlayan rüyalar, yetişkinlerin yaklaşık yüzde 60 ila 75’inin uğraştığı, kadınlarda erkeklerden daha yaygın olan bir şey. Merak edenler için bu tür şeylerin bir numaralı en büyük nedeni stres ya da bu nitelikteki şeylerdir. Günlük hayatımızda iyi yapamadığımızda, itiraf etmek istesek de istemesek de hayallerimizden etkilenebiliriz.
Bugün birçok insan rüyaları bilinçsiz zihinle bir bağlantı olarak görüyor. Heyecan verici, ürkütücü, melankolik, büyülü, maceracı ve hatta cinsellik gibi çeşitli rüyalar vardır. Rüyalarımız normal ve sıradan olandan tuhaf ve tamamen gerçeküstüne kadar uzanıyor gibi görünüyor. Lucid rüya görme haricinde, rüyalarımızda meydana gelen olaylar normalde hayalperestlerin kontrolü dışındadır. Rüyayı gören, lucid rüyalar sırasında kendisinin farkındadır. Bazen rüyalar yaratıcı bir düşünceyi aşılayarak, hayalperestlere bir ilham duygusu verebilir.
Kültürler ve zaman boyunca, rüyaların anlamı hakkındaki görüşler değişmiştir. Görünüşe göre insanlar genellikle Freud’un rüyalar teorisini destekliyorlar ve bu, rüyaların gizli duyguları ve arzuları açığa çıkardığıdır. Diğer teoriler, rüyaların problem çözmede, hafıza oluşumunda bize yardımcı olduğu veya sadece rastgele beyin aktivasyonu nedeniyle meydana geldikleridir.
Günlük hayatımızda hissettiğimiz olumlu veya olumsuz duygular, uyurken içinde bulunduğumuz duruma ve dolayısıyla rüya dünyasına taşınabilir. Şimdi, hayatta yaşadığımız şeylerin rüyalarımızı nasıl etkileyeceğini bilmiyoruz, ancak bunların olabileceğinin ve sahip olabileceğiniz o tekrarlayan rüyaların sizden çok daha kolay açıklanabileceğinin farkında olmalıyız. Hayal kırıklıklarınız ve bu nitelikteki şeyler, size görebildiğinizden daha fazla zarar verir ve bununla ne kadar çabuk anlaşırsanız, belki de kurtulamayacağınız o garip kötü rüyayı o kadar çabuk bitirebilirsiniz.
Tekrarlayan rüyalar genellikle genç yaşta başlar, ancak herhangi bir zamanda da başlayabilir ve tipik olarak kişinin hayatının geri kalanında devam eder. Örneğin, bir sınavı kaçırma teması, genellikle iyi performans göstermenin stresinin her zamankinden daha yoğun olabileceği üniversite yıllarında başlar. Bununla birlikte, bu tema, bir kariyere geçerken bile, yıllarca tekrar eden bir rüya olarak ilerleyebilir. ‘Sınavı kaçırma’ rüyası, önemli bir iş görüşmesinden veya iş yerinde bir değerlendirmeden önceki gece yeniden ortaya çıkabilir. Koşullar değişebilir, ancak aynı stres duyguları ve iyi performans gösterme arzusu, tekrarlayan ilgili rüyayı tetikleyebilir.
Teorisyenler, bu temaların “senaryo” veya belki de “kompleksler” olarak değerlendirilebileceğini öne sürerler; Rüyanız temanın herhangi bir yönüne dokunur dokunmaz, tam senaryo tamamlanır. Rüya teorisyenleri genellikle, tekrar eden rüyaların, hayalperestin hayatındaki çözülmemiş sorunlarla bağlantılı olduğu konusunda hemfikirdir. Gelgit Dalgası rüyası, çaresizlik ve korku gibi ezici duyguları temsil eden bir Merkezi İmge örneğidir. Çoğu zaman bir kişinin travmayı bütünleştirme ve kabul etme mücadelesini yansıtan tekrarlayan bir tema haline gelir. Bu temanın zaman içinde çözülmesi, travmanın karşı karşıya kaldığının ve ruhla uyumlu bir şekilde bütünleştirildiğinin iyi bir işaretidir. Yapılan araştırmalar, tekrarlayan bir rüyanın çözümlenmesinin iyileşmiş refahla ilişkili olduğu bulgularını da desteklemektedir. Bu, rüyalarınızı takip etmenin terapötik, hatta kendi kendine yardım sürecinde son derece bilgilendirici ve yardımcı olmasının bir yoludur.
Bununla birlikte, tekrarlayan rüyalar belirli bir süre yok edilse bile, bazen yeni bir stres döneminde tekrar geri dönerler. Laboratuvardaki bir denek, tekrarlayan bir konuşamama rüyası, dişlerin düşmesi veya dudakların yapıştırılması gibi yaygın bir tema olduğunu bildirdi. Merkezi Görüntü, konuşamama hissini yakalar ve utangaçlık veya kendini ifade etme zorluğunu yansıtabilir. Bu durumda, denek bir ergen olarak bu tekrarlayan rüyayı birçok kez gördü, ancak rüya muhtemelen bu zorluğun üstesinden geldikten sonra üniversite sırasında kayboldu. Ancak başka bir ülkeye taşındıktan ve yeni bir dil öğrenmek zorunda kaldıktan sonra rüya geri geldi. Orijinal utangaçlık çatışmasının üstesinden gelinirken, yeni bir yabancı dilde iletişim kurma durumu, aynı konuşamama ‘senaryosunu’ tetikledi. Böylece eski senaryolar bazen yeni ve farklı stres zamanlarında yeniden canlandırılır.