Rüya ne kadar tuhaf olursa, manevi anlamı o kadar yüksek olur.
Rüyalar, tüm insan duygularını temsil etme kapasitesine sahiptir. Bazı rüyalarda hiç duygu yoktur, bazılarında ise hem olumlu hem de olumsuz duygular vardır.
Bazı duygular, uyanık yaşamdan daha sık rüyalarda ortaya çıkıyor, özellikle rüyanın garip, tuhaf, doğal olmayan veya tuhaf hissettiren yönleri etrafında dönenlerde. Bazı insanlar için bu tür deneyimler merak uyandırır ve onları rüya görmeye doğru çeker. Diğerleri için, bu tür rüyalar onları şaşkın ve huzursuz hissettirir.
Bu duyguların yararlı bir analizi ve insanlar üzerindeki merak uyandıran etkileri, 100 yıldan biraz daha uzun bir süre önce SigmundFreud’un ‘The Uncanny’ (1919) makalesinde ortaya çıktı. Freud’un argümanının kısa bir incelemesi, antik çağlardan günümüze rüyaların neden insan maneviyatında her zaman hayati bir role sahip olduğuna ışık tutabilir.
Freud’un bu denemede incelediği Almanca sözcük, genellikle İngilizce’ye ‘tekinsiz’ olarak çevrilen, ancak daha doğrusu ‘ürkütücü’ anlamına gelen ‘unheimlich’ sözcüğüdür. Unheimlich olan bir şey, sade, tanıdık, rahat ve bilinenin tam tersidir. Yine de, Freud’un söylediği gibi, Almanca heimlich kelimesi aynı zamanda gizli, içeride tutulan anlamına gelir. Yani daha spesifik olarak, unheimlich, bir zamanlar bilinen ve tanıdık olan, sonra kaybolan ve içinde gizlenen bir şeyin sırrını ortaya çıkaran şeydir. Unheimlich’i hissetmek, tekinsizliğin ürkütücü dehşetini ve akıldan çıkmayan harikasını hissetmek, Freud’un ‘bastırılmış olanın dönüşü’ dediği şeyle karşılaşmak demektir.
Bir Rüyada Çok Güçlü Bir Tekinsizlik Hissi Yaşarsanız Ne Olur?
İlk adım: Durun ve yakından ilgilenin. Burada diğer normal rüyalarınızdan daha çok şey oluyor.
İkinci adım: Rüyada tam olarak neyin, hangi görüntünün, karakterin veya eylemin bu olağandışı duygusal tepkiyi uyandırdığını düşünün.
Freud, bir tekinsizlik hissi uyandırma eğiliminde olan birkaç tekrarlayan tema veya motif tanımlar; Bunlardan biri deneyiminizle ilgili olabilir.
– Bir nesne gibi görünen bir şey aslında yaşıyor.
– İnsana benzeyen bir şey aslında bir nesne ya da robottur.
– Gözler veya uzuvlar için bir tehdit.
– Zorlayıcı tekrarlar ve garip ritimler
– Ormanda veya labirentte kaybolmak
– Garip tesadüfler
– Ölüm, cesetler, mezarlıklar
– Hayaletler
– Akıldan bağımsız hareket eden vücut parçaları
– Diri diri gömülmek
– Dejavu
Tüm bu fenomenlerdeki ortak duygusal bağ, hem tanıdık hem de tanıdık olmayan, gerçek ve gerçek olmayan, uzun zaman önce gitmiş ve henüz burada olan bir şeyle karşılaşma hissidir. Freud’a göre, tekinsiz deneyim, uyanık durumda nadiren erişebileceğimiz, bilinçaltının güçlü alanlarını ortaya çıkarır. Korkunç derecede rahatsız edici geliyor çünkü uyanık egoyu kendi sınırlarını tanımaya ve sıradan farkındalığın sınırlarının ötesinde olanla yüzleşmeye zorluyor.
Bu, elbette, hem psikolojik (benliğin bilinçli ve bilinçsiz yönlerini entegre ederek) hem de ruhsal olarak (gerçekliğin yeni boyutlarını algılamak) büyüme için bu kadar güçlü bir tekinsiz deneyimi yapan şeydir.
– Esrarengiz bir rüya gördüğünüzde, öz farkındalığınızı genişletmek ve hayatınız hakkında yeni ruhsal anlayışlar keşfetmek için özel bir fırsatınız olduğu anlamına gelir.
– Rahatsız edici niteliklerine rağmen, tekinsiz rüyalar, benliğe ve bir bütün olarak gerçekliğe dair genişletilmiş bir görüş geliştirmeye davetiyedir.