Hayat kitabında okumayı öğrenmek, birçokları için bir gizemdir.
Yaşam, evren, kozmos, yaşamda bize sunulan seçeneklerin ve fırsatların önünde sürekli olarak sinyaller gönderir. Onları algılamıyoruz, onları arzularımızla tutarlı olmadıkları için ya da düşüncelerimize çok daldırdığımız için algılamayı reddediyoruz.
Hayattaki her şey sebep ve sonuçtur, ürettiğimiz her şeyin nasıl olduğunu görürüz, er ya da geç sonuçları vardır, insanlar gelir ve gider, maddi şeyler bazen eksiktir ve diğerleri bırakılır, ama yine de, evren her zaman yaşam seyrini takip eder ve her fırsatta sezgi, ilham ve benzeri destek mevcuttur.
Çoğu zaman beklenmedik şeyler başımıza gelir, hayatımızda sürprizler olur, iyi veya kötü şeyler yaşanır ve beklemediğimiz birinden tavsiye alırız, bir çağrı, bir uyarı, yeni bir alternatif veya bir değişiklik, etkinlikten önce veya sonra birçok şekilde sunulabilir ve bunu hemen farkedemeyiz, çünkü geçmişte veya gelecekte henüz mevcut olmayan, bastırılmış duyguları yaşıyoruz ve sonrasında nasıl daha dikkatli olabiliriz?
Yaşam belirtileri gelip, kendilerini gösterirler, kendilerini hissettirirler ve Herkesin sürekli ızdırap içinde değil, endişe içinde ya da sürekli beklentide değil, sakinlikte, ruhumuza dokunan her sese ve her algıya, kulaklarımızda fısıldayan düşüncelere, kısacık yıldızlar gibi geçen ve çoğu zaman hayatımızdan geçmenin anlamını anlamayan insanlara, evreni yöneten bu harika yasa ile gerçekten bağlantılı hissettiğimiz anlara karşı uyanık olmamız gerekir.
Yaşam belirtilerini okumayı ve almayı öğrenmek, size asla mutlu ya da mutsuz olmadığınızı, her şeyin tutumunuza, şefkatli olma yeteneğinize, tolere etmenize ve artık sahip olamayacağınız şeyi nasıl sona erdirmeye bağlı olduğunuzu öğretecektir. Hayat bu uyarıları öğretir, ancak bunu kabul etmemiz zordur.