Hepimizin içinde bilinçli bir alan var.
Ne zaman istersek, hepimizin içindeki kozmik bilincin dönüştürücü gücüne, değişim ve evrim için sınırsız kapasiteye sahip bilinçli bir farkındalığa uyum sağlayabilir ve erişebiliriz.
Dikkatimizi içe doğru odakladığımızda, bu uzamsal bilinçli farkındalığın varlığının sezgisel bir farkını bulabiliriz.
Bunu yapmak, ayrılmadan bütünlüğe geçiş yapmamıza yardımcı olur, bunu gerçekleştirebilmek için günlük rutinimize hafifçe küçük değişiklikler getirebiliriz.
~ Öncelikle, zaman zaman boş bir anımız olduğunda dikkatimizi içe doğru odaklayabiliriz.
~ Bilincin kendisi olan düşüncesiz, içsel mekansal farkındalığı, bilinçli farkındalığın sessiz varlığını her şeyden önce bulabiliriz.
~ Bu bilinçli iç mekana uyum sağlayabiliriz ve sezgisel olarak vücudumuzun sınırı boyunca ve etrafımızdaki uzaya uzandığını fark edebiliriz.
~ Kendimizi ayrı ve yalnız olarak görmektense, sınırsız bir kozmik bilincin eşsiz insan ifadeleri olarak gerçekleştirebiliriz.
Biz düşüncelerimiz değiliz, şimdi durgunluk ve sessizlik, hepimizin içinde bir bilinçli alanın varlığıyız.
Dikkatimizle içe ulaştığımızda, bu bilinçli alanı gerçekleştirebilir ve evreni yöneten senkron zeka ile senkronize yaşamamıza yardımcı olan bir sezgisel anlayış akışına erişebiliriz.
Aynı zamanda sezgisel olarak tüm yaşamı her yerde kendi ifadesi olarak bilen bir kozmik farkındalığı fark edebiliriz.
Hepimizdeki bilinç tek bir deneyimleme alanıdır.
Bu kozmik bilincin sezgisel bir şekilde gerçekleşmesini bulmak, içimizde her zaman var olan sessizliği ve durgunluğu bilmemize yardımcı olur.
Ayrılıktan bütünlüğe geçiş, her birimizin yaptığı bir seçimdir.
Sadece ayrılığı vurgulayan ego odaklı gündelik farkındalığımızla mı kalırız yoksa boş bir anımız olduğunda dikkatimizi içe doğru odaklar mıyız, ayrı bir benlik duygumuz etrafındaki düşünce sınırlarını yumuşatıyor, egomuzu biraz çözüyor ve sezgilerimize daha fazla güveniyor muyuz?