Hayvanlar, insanların inanmak istediklerinin aksine, kendilerine ait bir zihinleri olan canlı varlıklardır.
Genellikle türümüzü bu gezegende düşünen ve hisseden tek varlık sanırız. Ancak tüm hayvanlara daha derinden bakarsak, bu efsane anında paramparça olacaktır.
Hayvanlar çevrelerinde olup bitenleri algılayabilirler. Etkileşimde bulundukları insanların duygularını hissedebilirler. Onlar da kendilerini etkileyen olaylara bilinçli bir tepki oluşturabilirler. İnsanlar gibi, onların da ruhsal misyonları vardır ve yaşam amaçlarını gerçekleştirmek için burada Dünya’dadırlar.
Büyük bilim insanlarından manevi öğretmenlere kadar herkes, tüm yaşam formlarının bilince sahip olduğunu söyledi. İnsanoğlu bu konuda tek değildir. Ancak bilinç seviyeleri farklıdır.
Dolayısıyla hayvanların düşünce piramidinin dışında tutulduğunu söylemek yanlış olur. Evcil hayvanlardan tüm vahşi hayvanlara kadar hepsi bir çakra sistemi altında çalışır. Bu hayatta gerçekleştirmeleri gereken bir amaçları vardır ve fiziksel alemden deneyimler topladıktan sonra mistik bir yolculuğa çıkmayı dört gözle beklerler.
Hayvanlarla etkileşimimiz ve katılımımız birçok açıdan çok önemlidir. Burada, hayvanların maneviyatını ve hayatımızdaki daha derin amaçlarından bahsedeceğim.
Hayvanlar zihnimizi, bedenimizi ve ruhumuzu dengeler
Hayvanlar bizim yaşadığımız dünyayı paylaşırlar. Dolayısıyla hayatımızın iç içe geçtiği doğrudur. Ruhsal gelişimimize ulaşmamıza yardımcı olurlar ve yaşam boyunca evrimsel yolculuğumuzda bize çeşitli şekillerde hizmet ederler.
Gecelerini sahiplerinin mezarında geçiren köpekleri veya sahiplerinden ayrılınca depresyondan ölen evcil hayvanları duymuşsundur. Bunlar saf sevgi, sadakat ve dayanıklılık örnekleridir ve yalnızca evcilleştirilmiş hayvanlarla sınırlı değildir.
Sevgi dilini konuşan bir hayvanla bağlantı kurmak veya etkileşime girmek paralellik gösterir. Bizi koşulsuz sevgi yağmuruna tutuyorlar. Varlıklarının getirdiği pozitif enerji, hayatımızdaki olumsuzlukların önüne geçer. Eve, zihne, ruha ve bedene birden fazla şekilde enerji verir ve köşelerde gizlenebilecek olumsuz enerjileri dengeler.
Hayvanların amacı, küresel pandeminin başlamasından sonra daha da netleşti. Bilim, evcil hayvanların ruh için bir çare olduğunu söylüyor. Karantinanın uzun günlerinde birçokları için ana duygusal destek kaynağı oldular. Hayvanlar, kaygıyı gidermek ve stres seviyelerini azaltmanın yollarına sahiptir.
Gittikçe daha fazla insan evlerinde evcil hayvan beslemenin önemini anlıyor. Pandemi sırasında bir kedi veya köpek, zihinsel bir çöküntüden kaçınabilmeni sağlar.
Hayvanlar doğal şifacılardır. Acını emebilirler, böylece ruhsal şifa yolculuğuna başlayabilirsin.
Sevgiyi yaymak için bir hayvanı sahiplen. Hayvanların şoke edici oranda terk edilmesi veya zulmüyle, insanlar bu olumlu ışık ışınlarının hayatlarını karanlıkta geçirmemesini sağlamak için üzerine düşeni yapmalıdır.
Bu dünyaya yardım etmenin yollarından biri evlat edinmektir. ‘İnsan bir hayvanı sevene kadar, ruhunun bir kısmı uyanmamış olarak kalır.’ Öyleyse onlardan aldığımız sıcaklığı ve sevgiyi kucaklamanın ve onlara bir şeyler vermenin zamanı geldi.
