Günlük hayatımızda, enerjimizde dramatik değişimler yaşıyoruz, bazen açıklanamaz bir şekilde neşeli hissediyoruz, bir sonraki an depresyonda ve düşük hissediyoruz.
Titreşimimiz düşük olduğunda, hayat bir mücadele gibi görünür. Kötü sağlık, ilişki sorunları ve maddi sıkıntılar yaşayabiliriz. Ayrıca sık sık depresif, endişeli veya kızgın hissederiz. Bazen bu enerjisel değişimler bizim kontrolümüz dışındadır. Düşük ruh halimize dış koşullar neden olmuş gibi gelir.
Ancak, bu kalıpları anlamaya başladığımızda, kendi enerji titreşimlerimizi kontrol edebileceğimizi fark ediyoruz. Bu olduğunda, titreşimsel bir değişim yaşamaya başlayabilir ve sonunda kendimizi yüksek titreşim durumunda bulabiliriz.
Enerjin daha yüksek bir frekansta titreşmeye başladığında, öfke veya umutsuzluk gibi olumsuz duygular üzerinde daha az durursun. Altta yatan refah duygunu etkilemeden tüm duyguların zihninden geçmesine izin verirsin.
Hayatında eksik olan şeylere odaklanmak yerine, sahip olduğun tüm iyi şeyleri fark edersin. Ev, iyi ilişkiler, yemek, sağlık ve yaratıcılık gibi hayatındaki nimetleri saymaya başlarsın. Ayrıca, kıskançlık veya eksiklik duygularından ziyade bolluk duygusu hissedersin.
Hayatın nasıl olması gerektiği veya insanların nasıl davranması gerektiği konusunda sabit bir fikre sahip olmak yerine, hayata açık yürekli ve meraklı bir şekilde yaklaşırsın. Yolunun herkes için doğru yol olmadığının farkındasın. Bu nedenle, insanlar veya durumlar hakkında karar vermekten kaçınırsın ve neler öğrenebileceğini görmek için açık ve meraklı kalmayı tercih edersin.
Enerji frekansların yükseldikçe, hayatını yaşamanın en iyi yolu hakkında daha dikkatli düşünmeye başlarsın. Sözlerinin ve eylemlerinin başkaları üzerindeki etkisinin bilincindesin ve her zaman mümkün olan en yüksek iyilik için hareket ettiğinden emin olmaya çalışırsın.
Bir şeyleri başkalarının bakış açılarından görmeye çalışırken onların acısını hissedersin. Bu yeni anlayıştan dolayı, başkalarına asla acı çektirmemeye çalışırsın. Başkalarını eleştirmemeye ya da onlar hakkında karar vermemeye çalışıyorsun çünkü yalnızca kendi hayatını yönetmekten sorumlu olduğunu anlıyorsun.
Başkalarına karşı empatik olmana rağmen, kendine de iyi bakıyorsun. Başkalarının seni manipüle etmesine izin vermez ve sınırlar koyarsın. Enerjini kendi amaçların için koruman gerektiğinde hayır diyorsun.
Senin için kendine dikkat etmek bir önceliktir. İyi yemek yemeye, egzersiz yapmaya, yeterince dinlenmeye, meditasyon veya yoga gibi dengeleyici aktivitelere zaman ayırırsın.
Yüksek titreşim akışında yaşarken, yaşamdan, tüm harikalarından ve fırsatlardan ilham aldığını hissedersin. Bir şeyler üretmeyi ve güzelleştirmeyi seviyorsun. Yaratıcılığın genişledikçe, onu giyinme biçiminden çalışma biçimine kadar hayatının her alanında ifade edersin.
Tüm yaşamın birbirine bağlı olduğunu anlıyorsun ve hepimiz varlığımız için her şeye ve herkese güveniyoruz. Bazen gezegen için umutsuzluğa kapılsan da, sevginin nefreti ve açgözlülüğü yenebileceğine ve dünyanın iyi bir yer olduğuna inanıyorsun.
Kin tutmanın seni diğer kişiden daha fazla incittiğini anlıyorsun. Affetme eksikliği dengeni bozar, olumsuz düşünce ve duygular geliştirmene neden olur. Yani bu olumsuzluğa tutunmak yerine bırakmayı seçiyorsun.
Titreşim enerjin yüksek olduğunda, yaşamdaki amacına yönelik bir çalışma hissi hissedersin. Hayallerine ulaşmak için canlılık ve coşku dolu hissediyorsun. Fırsatlar tam ihtiyacın olduğunda ortaya çıkar. Ayrıca, onlar için hazır olduğunda doğru insanlar hayatına girer.
Enerji seviyen yükseldikçe, hayatı daha akıcı bir şekilde deneyimlemeye başlarsın. Daha sonra hayatındaki güzelliği, sevgiyi ve bolluğu daha net görebilirsin. İlişkilerin ve mali durumun gibi sağlığın da iyileşmeye başlar.
En önemlisi, ilham verici, huzurlu ve neşeli hissedersin. Hayatın sıkıntısız olmayacak, ancak yüksek titreşim halindeyken, dengeli ve açık yürekli kalmak için daha iyi bir yerde olacaksın.