Her gün, gün boyunca, kaderimizi kontrol ederek Yüksek Kuvvetler ve bizim aramızda bir dakika boyunca doğrudan bir iletişim kanalı açılır. Ve bu dakika içinde ne düşünürseniz yüzde yüz gerçek oluyor.
Dünya’nın uzay-zaman sürekliliğinin yapısı, enerji ve bilginin (karmik dahil) günden güne ardışık olarak iletileceği şekilde düzenlenir. Bu iletim bir zincir olarak gerçekleşir, ancak kesin olarak tanımlanmış aralıklarla gerçekleşir. Günde bir kez, bir dakika boyunca,bu direnç neredeyse sıfıra düşer. Bu dakikaya “günün altın dakikası” denir.
Atlantis ve Antik Mısırda bu bilgiyi şimdi mucize denilen şeyi yapmak için aktif olarak kullandı. Nitekim, bu dakikalarda minimum enerji maliyeti ile en yaratıcı etkiye ulaşabilirsiniz. Daha yüksek boyutlara açılan bir kapı gibidir.
Şimdi, arzularınızın yerine getirildiği sırada konuşulan döküntü kelimelerinin sonuçlarını görüyorsunuz. Bunun olmasını engellemek için, takvimdeki şu altın dakikayı işaretleyelim ve onları sadece en değerli hayallerimizi gerçeğe dönüştürmek için kullanalım.
Şimdi, önce tarihi yazın – tarih ve ay. Örneğin, 15 Eylül. Bu tarihte dileğinizin yerine getirmenin sihirli anı 15:09 da olucak, yani altmış saniye içinde bir dilek tutabilirsiniz. Yalnız dileğinizin açık ve net olması çok önemlidir.
Tabii ki, günün sayısının saatlere, ayın sayısının ise bize mutluluğun gülümsediği dakikaya karşılık geldiğini zaten anladınız. Peki 29 veya 31 gibi tarihlerde ne yapmalıyız.
Evet, gerçekten, günde sadece 24 saatimiz var. Bu nedenle, 25. günden 31. güne kadar sayma kuralını değiştiriyoruz. Ay numarası bize saatleri gösterir ve gün sayısı dakikanın göstergesi olur. Örneğin, 29 Eylül’de dilek zamanı 9:29 da olucaktır. Buna göre, 31 Ocak’ta dilek tutmak isterseniz sabah bir buçukta kalkmanız gerekecek, çünkü mutlu bir an gece 01: 30’da başlayacak.